Altı üstü kemiksin işte!
Kemiklere giydirilmiş derisin…
Oluk oluk kan,
Yürümeyi beceren okkalık etsin işte!
Ne sözcüklerini kendin yarattın,
Ne yeni bir gülüş icât ettin…
Kıvrılıverince yüzünde dudakların
Herkes kadar gülümsedin
Rengin menekşelerden güzel mi?
Deniz kokan meltem mi nefesin?
Ağlamak desen ağlamak, susmak desen susmak
Çok mu farklı hazzın ya da derdin?
Ama o büyü yok mu?
“Sen” diye bir kelime, ki âşk giydirilmiş
Dillerden türeme değil
Göğün görünmeyeninden indirilmiş
Öyle bir büyü ki,
Deriye ten,
Bir kadına “sen” dedirtmiş…