Suçlu

Bir şey yaparsın
Bir adım atarsın
Bir söz söylersin
Ve sonra çekilir,
İnsanların gerisini yaratmasını izlersin

“Ol” dersin,
“Işık” dersin,
Bir büyük patlama var edersin
Ve sonra çekilir
Kâinatın kendini yaratmasını izlersin

Bak, kaçtır söylüyorum
Camın arkasından konuşuyorsun
Duymuyorum
Bulanıklaşıyor sesin
Bir toz fırtınası gibi
Esip duruyorsun
Ama ıslanmıyorum

Az önce bir tren geçti
Aklının uzak vâdisinden
Gördüm
Senin treninin içi ışıl ışıl
Ama ben
Karanlık tarlaların ortasındayım
Sen treninin içini görürken
Tarlalar yok, bir siyah boşluk var
Ben senin trenini görürken
Ayaklarımın altında tarlalar var

Fısıldadığını da duydum
Belli belirsiz bir “Teşekkürler”
Mahcup bir yakarış gibiydi
Bâzı teşekkürler böyledir
İnsanın içine işler

Yapma böyle çocuğum
İşi yokuşa sürme
Yokmuş gibi davranmakla
Örttüğünü zannetme
Bunca insanı taktın peşine
O dağ senin, bu bayır benim
İstiyorsun ki, zamanı böyle tüket
Oysa hayat zâten oyalanmaktan ibâret

Yok, hiç ilişme duvar dibine
Kalk, kalk
Hayır, hayır
Ağlama boş yere
Ne zamandır başroldesin
Bu pişmanlık tiyatrosunda
Oyun bitti, kapandı perde
Sıra hayatın kendisinde