Kategori: Risâle-i Dârü’l Cünûn
Yabancılık
İnsanlar tanışıksızYanısıra akıp gidiyorlarYanından geçip gidenBelki bir âşkBelki bir kavgaBelki bir dostlukBelki bir sevdâAma dedim…
İttihâz
Beklediğimiz zamanlarıSabırsızlık oltasıyla çekiyordukÖlümü de kancalamıştık oysaBilmiyorduk Onca emek kifâyetsizKöhne kayıklarla aşılmaz bu denizUmut umut…
Sepya
Şehrin kılı tüyü artık turuncuAstronot yemi hayatlarNaylon hışırtısı hikâyelerVe tozu,İllâki tozu,Her yer flû geçmişin tozu…
Âlem
İribaşların dünyası burasıMeydanlar birinci doluİkinciler yokDiğerleri zâten ölü Burada gündüz olurBin doğruGündüz yanılgısına kurbandırIşık maskeli…
Ayna
Merhaba,Masamın boş sandalyesi Yılların çamuruyla girdin evimeHiç alışamadınPabuçlarını çıkarıpSürmeye yüzüme Ne var?Kimlerin paspası olmuş bu…
Monolog
Ne güzeldi…Şimdi dilimizden damağımızaVe sonra genzimize,Ve sonra boğazımıza doğruYol alanBu mükemmel ve tek üretimlikŞarabın tadı…
Bencil
Kayıp tekerlekler yerineTırnakların varDağ taş iz,Dağ taş kanEvet, dünya da kanar Ölesiye tutunmaktırBu senin yaptığınAcımamak…
Öylesine
SanaBir şehrinHerhangi bir penceresindenBakıyorumBu şehirde misin?Hiç yok musun?Bilmiyorum. Kenetli tüm dişlerinKüfrettiğiBu küfüre ses verenlerinKodes camındaki…
- « Önceki sayfa
- 1
- …
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- …
- 9
- Sonraki sayfa »