Öğle bulantısına sıkışmış
Bir rûh hâli içinde
Camın parlak yüzüne yapışmış
Bir karasineğim
Ben de dünyadaki milyarlarca
Başarılı sevişmeden biriyim
En sevdiğin yastıkta uyumak
Daha güzel uyutur seni
Ama her fırtınadan kaçmak
Güçlendirmez kanatlarını
Fırınlanmamış Afrikalılar kadar
Yasın tutulur
Ve o kadar hatırlar herkes
Yüz metreyi en hızlı koşamayan bacaklarını
Büyümek zor iştir,
Öğrenmek sancılı…
Ayrılığı tatmak gerekir,
Ölümü bilmek…
Bırak
Üstüme başıma hayatı bulaştırayım
Kâinat bu kadar renkliyken
Ben neden renksiz kalayım?
Öğretildi ki,
Duvarları gökyüzü olan bir hapishâne
Yaratacaksın
Yolun bitimine sonsuz özgürlük
Koyacaksın
İşte böyle Tanrı olacaksın
Oysa
Ateş yanmak değil,
Pişmektir
Beni ateş ile korkutmak
Kap kacağı kendine güldürmektir
Hem ben bile
Çocuk gibi resim yapamam artık
“Mükemmel”e kayar elim
“Olan”ı bilir zihnim
Hayâller raflarda tozlanır
Mâviden beyaza döner bulutlarım
Gerçek ile bu kadar iğfâl edilmişken
Hangi duâ kurtaracak nâmusumu
Çarmıha gerilmiş masallar mı
Özgürleştirecek ruhumu?