Buruk

Bir tuzlu kader
Bir çıtır simit
Kubbelere âşık
Milyonlarca kiremit
Sütunlar zaten ayrı krallık
Eski kapılar vezir,
Yenileriyle haremlik selâmlık

Taşlaşmış seslerden örülü yollar
Dört nala öper
Bir çizgi istilâsıdır aslında
Koskoca şehir
Balıkçı ağına benzer

İşte sen bu şehirdesin
Rûyalarını yorduk
Ben tepetaklak olsam da
Bu rûyaya birlikte koştuk
Ben varmana deliydim,
Sen bana mâşuk

Vardın
Ve ne güzel aydınlandın
O yüzden artık
Gözlerin karanlık değil,
Gözlerin zeytin