Sert parmakların arasında
Eski Yunan sütunu gibi yükselir sigara
Ucunda bir kadın dudağı
Ucunda târih boyu arzular
Ucunda unutulan sözler
Ucunda yüzülmeyen denizler
Bu yüz,
Silâh namlusu gibi soğuk
Silâh namlusu gibi karanlık
Dünyaya Şeytan’dan bir sirâyet
Kusacakmış gibi her ân felâket
Gözleri Gayyâ’yı aratır
Yaşatır kötülerden kötü bir nihâyet
Ağır ve sinsi adımlar
Parlak makosenlerle makyajlanmış
Çifte paçalar savruldukça
Sanki kapkara yelkenler çırpınmaktaymış
Yumurta topuklardan gelen ritm
Bir garip cenâze marşını andırır
Bu müzik ile ölüm uyandırılmaktaymış
Kimdir fötrün gölgesindeki bu adam?
Neden bu kötülük,
Nereden bu uğursuzluk?
Siyahtan siyah gölgesinden akan kan
Hangi yaşanmamış çocukluk?
Kaşe pardesüsünün etekleri uçuşurken
Ağır ağır uzaklaştı yaşamdan
Süzüldü bir şeytan tüyü gibi,
Savruldu hiç rüzgâr esmeden
Gitmesiyle büyüdü boşluk,
Hiçlik boy attı
Her gidenin yaptığı gibi
Varlıktan kendini aldı
Boşluk büyüyor,
Bu yoldan kimler gidiyor
En sonunda hiçlik kazanacak
Anladım ki, varlık ölüyor