Sepya

Şehrin kılı tüyü artık turuncu
Astronot yemi hayatlar
Naylon hışırtısı hikâyeler
Ve tozu,
İllâki tozu,
Her yer flû geçmişin tozu

Nice gözün değdiği ufuklardayız
Üst üste yığılı parmak izlerine
Ahşap çatlakların zerreciklerine
Biz de birer hâtırayız

İşte
Tam da burada şaşıyor hesaplar
Herkesin sâhiplendiği bu pasta
Dilim dilimdir hiç kimse kadar

Zîrâ
İnsanlar; abaküs boncukları
İnsanlar; sayma çubukları
İnsanlar; kırık züccâciye
İnsanlar; çer-çöp artıkları

Nihâyetinde
Ayaz düşmanı sarılmaların
Çile çile rahimlerinde
Biraz da sancılar biriksin
Çünkü sen bilmezsin
Seni sevmek,
Ölümden korkmaktır
Sırf seni korusun diye
Tanrı’ya çocukça sığınmaktır