Terminal Delisi

İşte yine buradayım…
Bu gri, dökük duvarlar
Bu mel’un, ıssız uğultu
İşte yine yuvamdayım…

Kaldırdığım yakalarımdan içeri
Buz gibi bir yalnızlık sızıyor
Bulabildiği her açıktan
Yılan gibi kıvrılıyor

Oysa ki, içimdeki son sıcaklığı
Son insanlığı
Son sevdâlığı
Üflüyorum kışın yüzüne

Nâfile!
Bu soğuk yüze çarptıkça dağılan nefes
Ne bir bahara kıvılcım, ne bir umuda ses…

Olsun! Yine de seviyorum burayı
Hayatımdaki betonarme yarayı
Ne kadar terk ettiysem küsmedi
Unutturmamak için vefâyı

Hem zâten sen bana yetmezdin
Kimse yetmez bana zâten
Bâzıları için hayat bir oyundur
Bâzıları için bitmez mâtem

Gerçekten, kaç kokun var ki senin?
Olsun olsun, ya leylâktır ya yasemin…

Oysa, yalnızlık öyle mi?
Her seferinde başka bir koku…
Bir sefer, otobüs koltuğunun kumaş kokusu
Başka sefer, ellere sinmiş tütün kokusu…

İşte geldi beni götürecek martı
Beni öper gibi aprona yanaştı
Bu kadar insanla paylaşmak zor değil
Ama o bana hep tek arkadaştı

Geldim yine bir beklemenin sonuna
Ve aslında yeni beklemenin başına
Bu mekân beklemek akademisi
Sonsuz sabır gömülü taşına